BİR YORUM
YMM ODA SEÇİMLERİ (BAZAAR)-III
“İkinci sınıf YMM olmak içe siniyorsa, dışarıda orada burada ağlamalarına gerek yok, az bile yapıyorlar!”
Daha önceki yazılarda (özetle), bazı YMM oda seçimlerde belirli grupların dayatma yapmak suretiyle, kendi kökenlerinin yönetimde çoğunlukta yer aldıkları bir protokol dayatması yaparak, diğer kökenlerden gelen ya da sınavla YMM olanları yönetim kadrolarında yer vermeyerek ve/veya azınlıkta bıraktıkları; bu nedenle, mesleki geleceğini düşünen Yeminli Mali Müşavirlerin, artık bu tür dayatmalara dur diyerek, her kesimin adaletli temsil edileceği liste oluşturarak seçime gitmesi gerektiği; belli grupları temsil eden yönetimlerin değil, herkesin temsil edildiği yönetimlerin ancak sorunları çözebileceği belirtilmiştir. Örnek olarak ta Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odasının üye dağılımı örnek olarak verilmiş idi. Ayrıca, hiçbir vergi müfettişi kimliği taşıyan kişinin, hele yıllarca haklarını gasp etmiş grupların dayattığı protokole imza atmayacağı, işbirliği yapmayacağı, söz konusu grupların himayesine ve boyunduruğuna girmeyeceğini belirtmiştik. Camiamızın bilgisi dışında böyle bir işlem yapmış olan var ise, ya vergi müfettişi olmadığını ya da art niyet yoksa durumu kavrayamamış biri olacağını ifade etmiştik. Yine, alnında kara bir leke taşıyacak bir vergi müfettişi de düşünmek istemediğimizi söylemiştik. (Bu konuya yazı içinde ayrıca değinilecektir.)
Oda seçiminde kökencilik
Bilindiği üzere, Maliye Bakanlığı camiası yıllarca kurulculuk/bürokratik oligarşi/oluşturulan kast sistemi nedeniyle çok zarar görmüştür. Aslında kalıntıları kalsa da halende görmektedir.
Şimdi Ankara YMM Oda seçimlerine bakıyorsunuz. Burada da kökencilik adı altında benzer oluşumun aynısını görüyorsunuz. Sözde bir protokol hazırlanıyor, belli aynı gruplar yönetimi alacak şekilde hazırladıkları bu protokolü diğerlerine dayatıyorlar ve de ne gariptir ki, diğerleri sayıları oldukça fazla olmasına karşın, hepsi kuzu kuzu buna boyun eğiyorlar...İlginç değil mi? Aslında olması gereken tek kimlik YMM kimliği değil midir? Normalde, bu seçimler projelerin tartışıldığı, mesleğin itibarını yükseltecek, sorunları çözecek kadroların seçildiği yerler olması gerekmiyor mu? Kökencilik yapılan bir yerde, bu sorunların çözülmesi de beklenemez.
Protokol örneğine bakalım; (yazı ekinde orjinali vardır.)
Yönetim Kurulu
2 hesap uzmanı
1 maliye müfettişi
1 gelirler kontrolörü
----------------------------
1 vergi müfettişi (kendi ifadeleri ile vergi kontrol memuru/vergi denetmeni)
1 sınav kökenli
1sayıştay kökenli
Not: Görüldüğü üzere, yönetim belli grupların elinde kalmaktadır. Diğerlerinin YMM sayısı hiç önemli değildir. Görünürde seçim yapılmış oluyor. Başka bir örneği var mıdır, bilmiyoruz. Diğer bir bakış açısı ile, bazıları gerçek YMM de, diğerleri yarım YMM mi? İlginç değil mi?
Öte yandan; diğerlerinin sayıları bu dayatmaları yıkmaya yeterli olduğu halde bir davranış sergileyememesi de ayrı bir tartışma konusudur. İkinci sınıf YMM olmak içe siniyorsa, dışarıda orada burada ağlamalarına gerek yok, az bile yapıyorlar!
Bunu becerenleri (tarihte ilktir.) tebrik ediyorum. Kendi hakkını hukukunu korumayana, mesleğin geleceğini düşünmeyenlere, aynı meslekte 2. sınıf olmaya göze alanlara yapacak bir şey yoktur.
Bir anımı burada anlatmak isterim. Vergi denetim elemanlarının birleştirilmesine ilişkin çalışmaların yapıldığı ilk yıllarda, öncelikle üç grubun (maliye müfettişi, hesap uzmanı, gelirler kontrolü) birleştirilmesi amaçlanıyordu. Bakanlığın önünde bir yetkili ile karşılaşmıştım. Kendisi birde siz çıkmayın ne olur dedi. Hayırdır? Diye sorduğumda; Müsteşar, GİB Başkanı, Vergi Konseyi Başkanının da bulunduğu bir ortamda üç grubun temsilcilerinin bir araya getirilmek istendiğini, ancak hesap uzmanı ve maliye müfettişi temsilcilerinin masada gelirler kontrolörü temsilcisini görünce, biz bunlarla aynı masada oturmayız diyerek toplantıyı terk ettiklerini, ifade etmişti. Bize de size geçiş hakkı tanıyacağız gibi sözlerle ikna etmeye çalışmıştı. Bunu neden anlatıyorum; adına ister kurulculuk deyin ister kökencilik deyin ne kadar zararlı bir anlayış olduğunu göstermek için…
Vergi Müfettişlerine
Vergi Müfettişleri Vakfı ile Vergi Müfettişleri Derneği arasında problem olmamıştır. Olmayacaktır da. Ancak; bu bazı kişilerle olmayacağı anlamına gelmez. Eğer, yönetimden biri herkesten önce koşup, karşı çıkılmasına karşın yıllarca mücadele ettiğimiz grupların dayattığı utanç verici bir protokole imza atıyorsa, elbette o kişiyle ve onla hareket edenlere karşı ve de sessiz kalanlara karşı tavrımız olacaktır. Bu belge utanç vesikası olarak arşivde kalacaktır. Bunu yapan ve destek verenler camiamızı temsil edemezler. Ve dernek yönetiminde kalamazlar. Kalmaya devam ettikleri sürece, oraya buraya gidip bunlar (söz konusu gruplar için) bize şöyle yapıyorlar, böyle yapıyorlar demesinler, mesleğimizi yüz akı ile temsil etmeye çalışan diğer yöneticilerde bu arkadaşları, acizane tavsiyem yanlarında götürmesinler. Camia olarak gözlerimiz üzerlerinde olacaktır.
Diğer taraftan; son güne kadar (05.06.2016) herhangi bir değişiklik olmazsa, bu arkadaşların ayrıca aday gösterdikleri birinin ne olduğu belli olmayan, diğeri de meslektaşlarımızı arayarak “merkezcilerin listesinden adayım” diye oy isteyen kişiler oda da camiamızı temsil edeceklerdir. Eh, hayırlı olsun. Biz üzerimize düşen görevi yaptık, her zaman ki onurlu şerefli duruşumuzu dosta düşmana sergiledik. Bundan böylede göstermeye devam edeceğiz. Bu saatten sonra top, şerefiyle vergi müfettişi kimliğini taşıyan YMM lerdedir. Seçime gelin mesleğinize ve onurunuza sahip çıkın.
En derin saygılarımla.
NOT: Her zaman ifade ettiğimiz gibi sadece işini yapan, ayrımcılık yapmayan, adaleti rehber edinen kişileri kökeni ne olursa olsun tenzih ederiz.
İnceleyiniz protokol…
Aykut GÜLEÇ
VMV Başkanı